Ay Ocak 2021

Sen Gittin Ben Kaldım – Esra TANIŞMAN

SEN GİTTİN BEN KALDIM  Öyle bir yerde bıraktın ki beni Hiçbir sokağını bilmiyorum Tam çıkışı buldum derken yine kendimi çıkmazda buluyorum Nedensizce seni, gidişini sorguluyorum Kimdeydi hata? Hangimizdeydi? Çok sevemedim mi? Güvenemedin mi? Ya da çok mu sevdim, ağır mı…

İntihar Süsü – Hatice DENİZ

İNTİHAR SÜSÜ Kim vurulur da ölmez ! Şarkılar bağrıma çiziyor ismini Seviyor muyum bu kenti, hayır Ama gözlerimin önünde Taşıyorum resmini Gözlerimi kapatınca Seni görüyorum böyle Siyahta böyle, beyazda böyle Severken seni ölür müyüm, belki Geceleri bağıra bağıra Susuyorum ismini…

Yüksek Şatodaki Adam – Semih ERTÜRK

Bu eserin dizisi de vardı belki izleyenler vardır. Dizi ile roman arasında baya bir farklılıklar var. Mesela İtalya’dan veya Akdeniz’in doldurulup tarım alanına çevrilmesinden vs. bahsedilmiyor. Konu Philip K. Dick olduğunda mutlu bir hikâye beklemiyor insan tabii. Karanlık bir bilimkurgu…

Aşk ve Papatya – Esra TANIŞMAN

Alışkanlıktan mı bilinmez papatya gören hemen koparmak ister. Aşık olmasa bile başlar ‘Seviyor sevmiyor.’ oyununa. Oyun dedim, aslında bu masum kelimeyi de kullanmamalıydım. Kalbimize bir kalp ansızın girer .O an anlarız bir imtihanda olduğumuzu. Yüreğimiz, başkasının yüreğini kabul eder. Ayrılmak…

Lisan-ı Hal – Timur ÜZEL

LİSAN-I HAL I Kıstırılmış evlerin çıkmaza çevirdiği şehrin sokaklarındayım. Dilimde son sözünü bir yetime bağışlayan kısır bir anne… Göğsündeki evlat şefkatiyle duruyor karşımda. Aldım avuçlarını, koydum yüzüme.. “Dillendiremediğin kadar “dedim; yalnızım… Gecelerden muzdarip bir ömür duruyor çatlamaya bir ses arayan…

Yağmur – Burak YILMAZ

Yağmur Sızıyor iki ağır kayanın arasından yağmur Hem unuttuklarımın sonsuz uğultusuna sızıyor Hem de gamsız huzuruna zamanın Söylenmeyen cümlelerin kâğıda akıttığı mürekkebe sızıyor yağmur Boyayıveriyor boydan boya yazılacak pürüzsüz kağıtları Öyle bir sızıyor ki gönlüme, gönlüne, inceden Şimdi uğuldayıverecek bakıp…

Saja – Ahmet Tahir DAL

SAJA Gel, otur karşıma. Beni iyi dinle çocuk. Gümbürtüyü dinler gibi dinle. Enkazları izler gibi izle. Senin ellerin küçük. Çizilmiş sıralarda kalem tutmalı. Ayakların küçük. Kirli ara sokaklarda topa vurmalı. Gözlerin küçük. Kitap okumaktan gözlerin bozulmalı. Senin ruhun küçük çocuk!…

Büyüyoruz – Nilhan KARA

Bazen çevremizdekileri tanımadığımızı hissederiz. Çok değişik değil mi? Sanki kocaman bir maskeli balodayız. Yüzüne bakıyorum derken maskesi düşüveriyor ellerine. Düşen maskesine üzülüyor musun, seviniyor musun sen de anlamıyorsun. Aslında üzücü hatta çoğu zaman kırıcı. Soruyorum bazen kendime “Değişir mi insan?”…